Romantik komediler neredeyse her zaman mutlu sonla biter. Buruk bir sonla bitse dahi kahramanımız için umut vardır çünkü başroller hakiki aşkın var olduğunu anlamışlardır. Kendi romantik komedinizi hazırlarken finalde aşkın her şeye galip geldiğinden emin olunuz. Şahsiyet farkları, yaramaz arkadaşlar, yapışkan eski sevgililer, akıl almaz yanlış anlamalar vesaire her şey aşkın hükmedici tesiri içinde eriyip ehemmiyetini yitirmelidir. Şimdi gelelim kavuşma malzemesini kullanma biçimlerine…
Kalabalık önünde ilan-ı aşk
Uzun bir konuşma ile ilan-ı aşk edecek ve sevgilinizin kalbini yeniden mi kazanacaksınız? Bir romantik komedide herkesin huzurunda haykırılan bir aşkın daha hakiki olduğu düşünülür. Bu sebeple mutlu kavuşmanız için gerekirse bir stadyum dolusu seyirci temin ediniz. Fazla tezahürat göz çıkarmaz.
Ben onu nerede bulacağımı biliyorum…
Sevdiceğinizin ilk buluştuğunuz yerde ya da mutsuzken sığındığı gizli mekânında bulunduğu anı, saatini dakikasını şaşmadan bilirseniz aşkınızın gücünü seyirciye ispatlarsınız.
Bir romantik komedi kahramanı olacaksanız enteresan bir altıncı his geliştiriniz. Lazım olacaktır. Hem sevgilinizi ayrılık dönemlerinizde elinizle koymuş gibi bulursunuz hem de bulunmak için parklarda bahçelerde nemli banklar üzerinde saatlerce beklemeniz gerekmez. Vakitlice gider oturur, hüznünüzü takınırsınız.
Neyine aşığım?
Ayrılığınızın sona ermesi için bin bir gayet ile koştunuz ve sevgilinizi buldunuz. Bravo! Şimdi onu yeniden kazanmak için tesirli bir tirat atmanızın zamanı gelmiştir. Bu tirat sizin uzun süredir ertelediğiniz itirafınız ise hakkını veriniz. Teferruata ne kadar dikkat eden biri olduğunuzu ve onunla ne kadar alakadar olduğunuzu açık eden bir dil kullanınız. Ondaki alelade, cins ve garip özellikleri büyüleyici hoşluklarmış gibi sıralayınız.
“Bir şeye sinirlendiğinde yanağının seğirmesine aşığım, beni anlamadığında başını yana yatırmana, gak gak gülüşüne, tavşan dişlerine aşığım! Sırf iki kere aikido kursuna gittin diye kendini sensei sanmana aşığım! Bazen, bazen, ba-bazen Facebook’ta sokak kedilerine su vermekle ilgili postları like ediyorsun ve bunu yaptığının farkında bile değilsin, ah… İşte buna aşığım!”
Dilediğiniz kadar heyecanlanabilir ve kekeleyebilirsiniz. Sevdiceğinizi ne kadar muhteşem olduğunu fark etmediği için azarlarcasına dahi konuşabilirsiniz.
Öp beni çılgın! |
Yağmurda öpüşme…
Öpüşme anı geldiyse etrafınıza bir bakınız. Size tezahürat yapacak birileri var mı? Yok mu? O zaman gökyüzüne bakınız, yağmur başlamış mı? İkisi de olmuyorsa “yok ya, ben öpmem bunu” demeye dahi hakkınız vardır.
Romantik komedilerde yağan yağmur ılık bir yaz yağmuru gibi ve şakır şakır iner ama asla gök gürlemez, hava kapamaz. Öpüşmek, kavga etmek, serenat yapmak… Yağmur hepsinin romantizm derecesini on ile çarpar. Bu sebeple küvete düşmüş ıslak kedi gibi görünmekten çekinmeyiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder